Sihirbaz İle Beyaz Tavşan Masalı

Sihirbaz İle Beyaz Tavşan Masalı

13/12/2022 1 Yazar: Pedagog Ercüment Eşsiz

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; develer tellal iken, pireler berber iken çok uzak bir ülkede çok yetenekli bir sihirbaz yaşarmış. Sihirbaz yetenekli olmasına yetenekliymiş ama hiç kimse bu sihirbazın yeteneğinin farkında değilmiş. Bu nedenle de iş yapamıyor, yeterince para kazanamıyor ve sefalet içinde yaşıyormuş.

Sihirbaz ayrıca çok da iyi kalpliymiş. Herkese iyilik yapmaya, yüzünü güldürmeye çalışırmış. Özellikle de çocukları çok severmiş.

Günün birinde bu yetenekli sihirbaz, ülkesinin dev gibi ağaçlarıyla dolu yemyeşil ormanında gezerken beyaz bir tavşan görmüş. Tavşan ilk önce kaçmak istese de, sihirbazın kendisine zarar vermeye niyetinin olmadığını anlamış ve taze otlardan yemeye devam etmiş. Sihirbaz tatlı bir ses tonuyla konuşarak tavşana yaklaşmış.

“Sen ne kadar da güzel bir tavşansın. Benimle arkadaş olmak ister misin? Hadi gel benimle birlikte eve gidelim. Hem ben sana çok iyi bakarım” demiş.

Adamın söylediklerini anlamasa da kalbindeki iyiliği fark eden tavşan adamın kucağına atlamış. Birlikte adamın evine gitmişler. Adam ona hem çok iyi bakmış hem de birçok numara öğretmiş. Tavşanın yaptığı sihirbazlık numaraları sayesinde adam gün geçtikçe tüm ülkede ün salmaya başlamış. Hem tavşanın sevimliliği, hem de birbirinden güzel oyunları, insanlar tarafından çok sevilmiş.

Sihirbaz ve beyaz tavşanının ünü saraya kadar duyulmuş. Kral sihirbazı tavşanıyla birlikte sarayına davet etmiş. Sihirbazın tavşanla beraber sergilediği birbirinden güzel numaralar, kralın, kraliçenin ve prensesin çok hoşuna gitmiş.

Gösteriden sonra prenses babasına gitmiş ve tavşanı almasını istemiş. Genç sihirbaz kendisini şöhrete kavuşturan ve çok sevdiği arkadaşını prensese vermek istemese de krala karşı gelmek kimin haddineymiş ki! Mecburen, içi kan ağlayarak beyaz tavşanını sarayda bırakıp evine dönmüş.

Üzüntüden günlerce evden çıkmamış. Parası bittiğinde tekrar gösteriler yapmak istemiş ama tıpkı eski günlerdeki gibi kimse ona rağbet göstermemiş.

Genç sihirbaz bu durumdan kurtulmak için çareler düşünmeye başlamış. En sonunda aklına dahice bir fikir gelmiş. Tekrar saraya gitmiş ve kapıdaki askerlere, krala yeni numaralarını göstermek istediğini söylemiş.

Kral bunu kabul etmiş. Sihirbaz birçok numara yapmış ve en güzel numarasını yapabilmek için, bir parça ipek kumaş, bir sepet, biraz ip ve bir parça ateşe ihtiyacı olduğunu söylemiş. Kralın emriyle sihirbazın istedikleri hemen getirilmiş. Kral, bütün bu malzemelerle genç adamın yapacağı gösteriyi çok merak etmiş.

Sihirbaz biraz uğraştıktan sonra güzel bir balon yapmış. Daha sonra krala dönerek, bu numarayı yapabilmek için prensesin elindeki tavşanın yardımın gerektiğini söylemiş. Kral başını sallayarak bunu kabul etmiş.

Sihirbaz tavşanı kucağına almış ve hiç kimsenin o güne kadar görmediği ve ne işe yaradığını bilmediği balonun sepetine binmiş. Ateşi harlayarak balonu uçurmuş ve kral, kraliçe ve prensesin şaşkın bakışları arasında sarayın avlusundan havalanarak uzaklaşmış.

Sihirbaz ve beyaz tavşanı, başka bir ülkede, yepyeni numaralarla hayatlarının sonuna kadar mutlu mesut yaşamış. Bu masal da burada bitmiş.

Pedagog Ercüment Eşsiz