Bilge Kurbağa Bilo ve Mantık Bulmacası Masalı

Uzak bir ormanda, nilüfer yapraklarının arasında yaşayan Bilge Kurbağa Bilo vardı. Bilo, ormanın en akıllı hayvanıydı. Her sabah gölette toplanan dostlarına mantık bulmacaları sorar, onların hem düşünmesini hem de eğlenmesini sağlardı.

Bir sabah güneş gülümsediğinde, Bilo nilüfer yaprağının üzerine çıktı ve yüksek sesle bağırdı:
“Bugün büyük bir bilgelik günü! Kim en zorlu bulmacayı çözerse, altın yaprak ödülünü kazanacak!”

Ormanın dört bir yanından hayvanlar toplandı: Tavşan Toti, Sincap Sisi, Kaplumbağa Koko ve Baykuş Bibi. Herkes heyecan içindeydi.

Bilo ilk bulmacayı sordu:
“Üç kardeşiz, biri sabah, biri öğle, biri gece görünür. Biz kimiz?”

Tavşan Toti hemen atıldı:
“Güneş, Ay ve Yıldızlar!”
Bilo gülümsedi:
“Harika! Toti bir yaprak kazandı.”

Sıradaki bulmaca daha zordu:
“Ne ağırlığı var, ne hacmi; ama her gün hepimizin içinden geçer. Nedir?”

Bu kez Sincap Sisi düşündü, patisini çenesine koydu. Bir süre sonra atıldı:
“Zaman mı?”
“Doğru!” dedi Bilo sevinçle.

Sona doğru bulmacalar daha karmaşık hale geldi. Kaplumbağa Koko biraz zorlandı ama pes etmedi.
Son soru şuydu:
“Ben kırıldığımda ses çıkarırım, ama asla yere düşmem. Neyim ben?”

Ormanda sessizlik oldu. Herkes düşündü. En sonunda Baykuş Bibi kanadını kaldırdı:
“Kalp kırıldığında ses çıkarır… ama yere düşmez!”

Bilo mutluluktan hopladı:
“Muhteşem bir cevap!”

O gün herkes öğrendi ki, bulmaca çözmek sadece zekâyı değil, sabrı, düşünmeyi ve birlikte çalışmayı da güçlendiriyordu. Altın yaprak ödülü ise hepsine verildi; çünkü en büyük başarı birlikte öğrenmekti.

O günden sonra ormanda her hafta ‘Bilgelik Buluşması’ düzenlenmeye başladı.