Prenses Lina ve Renkli Bahar Şehri Masalı

Prenses Lina ve Renkli Bahar Şehri Masalı

27/04/2025 0 Yazar: admin

Uzak diyarların birinde, dört mevsimi birden yaşayan, gri ve solgun bir şehir vardı. Bu şehirde güzel kalpli bir prenses yaşardı: Prenses Lina. Lina, şehrinin neşesiz ve cansız haline çok üzülüyordu.

Bir sabah penceresinden dışarıya baktığında, gri taşlar ve solmuş çiçekler arasında hüzünle mırıldandı:
“Şehrim böyle olmamalı. Buraya renk ve neşe getireceğim!”

O gün sarayın büyük avlusunda herkes toplandı. Lina, elinde kocaman bir planla çıktı:
“Bu bahar, hep birlikte şehrimizi renklendireceğiz!”

İlk iş olarak sarayın bahçesine rengârenk çiçekler ekildi. Krallığın en yaşlı bahçıvanı, çocuklara toprak kazmayı, tohumları nazikçe ekmeyi ve sabırla beklemeyi öğretti.

İkinci hafta, duvarlar ve sokaklar boyandı. Herkes bir fırça aldı; büyükler evleri pastel tonlara boyarken, çocuklar kaldırıma çiçekler ve uçurtmalar çizdi. Şehir, her geçen gün bir tabloya dönüşüyordu.

Üçüncü hafta, Lina en güzel fikri sundu: “Her sokağa bir müzik köşesi kuralım!”
Ahşap banklar yapıldı, rüzgar çanları asıldı. Kuşların sesiyle karışan hafif müzikler sokakları sardı.

Şehir artık sadece renkli değil, canlı ve sıcacık bir yerdi. İnsanlar birbirine daha çok gülümsüyor, sokaklar çocuk kahkahalarıyla doluyordu.

Baharın sonunda büyük bir şenlik yapıldı. Herkes çiçekli kıyafetler giymişti. Lina sahneye çıkıp şöyle dedi:
“Bir şehri güzelleştirmek için mucizelere gerek yoktur. Biraz sevgi, biraz emek ve çokça dayanışma yeterlidir.”

O günden sonra Lina’nın şehri, “Renkli Bahar Şehri” olarak anılmaya başlandı.